18 Ekim 2016 Salı

Bayezid Bistami k.s hazretlerine bir kimse gelerek kendisine öğüt vermesini istedi ve:
“Bana yüce Rabbimize yaklaştıran bir amel söyler misiniz? Onu yaparak Allah’a yaklaşayım, rızasını kazanayım” dedi.
Bayezid hazretleri de şu tavsiyede bulundu:
“Allah’ın sevgili kullarını, evliyaları sev, onlar da seni sevsinler. Zira yüce Rabbimiz onların kalplerine nazar eder. Umulur ki Hak Teâlâ, onlardan birinin kalbinde senin ismini görüp seni bağışlar.”
Ateşe tapan kimse, bin yıl o ateşi yaksa, içine düştüğünde ateş yine onu yakar.
İmam-ı Rabbani hazretlerinin vefatından sonra onun “Mektubat” kitabını okuyan genç bir seyyid şunları anlatmıştır:
Amel’den yoksun âlim, yağmursuz buluta benzer.

Allah’ı zikretmek, nefesin şükrü, Allah'a şükür,

Allah’ı zikretmek, nefesin şükrüdür.

Adalet nedir, Zulüm nedir, ağaç sulamak, diken sulamak,

Adalet nedir? Ağaçları sulamaktır.
Zulüm nedir? Dikenleri sulamaktır.
Rabiat-ül Adeviyye, bir yerden geçerken kızartılmış bir koyun gördü hemen ağlamaya başladı. Sebebini soranlara ise:
"Hayvanlar, ateşe ancak öldükten sonra girerler dedi. İnsanlar ise diri diri."
Gözleri kör olanlar bir rehbere ihtiyaç duydukları gibi, kalp gözü kör olan avamda, bir Mürşid-i Kamile bağlanmaya şiddetle ihtiyaç duymalıdır.
Zünnûn Mısri şöyle demiştir: “Allah, İslam’ı bilgi ile süsledi, terbiye ile yükseltti, takva ile şereflendirdi.”
“Hz. Peygamber (s.a.v) efendimiz, kendisine gelen kişinin, sözlerinden çok edebini öğrenmesini severdi.”
Zulüm kılıcını çeken, o kılıcın kurbanı olur.
Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız açılmış gibidir.
Hz. Ebubekir r.a.

15 Ekim 2016 Cumartesi

Bir kimse kadınlar açık gezse ne olur? demiş olsa o kimse mürtet olur.
Haccın bana en çok hangi yönde tesir ettiğini sordular. Dedim ki: “ En çok kardeşlik yönünden. Yeryüzündeki bütün renklere, bütün ırklara mensup insanlar sanki tek varlıkmışçasına birleşmektedirler. Bu da tek olan Allah’ın kudretini ispatlamaktadır bence.”
Hacca giden bir kişi, Arafat’tan indiğinde bütün günahları affedilir. Eğer bu konuda bir şüpheye düşse ve “Acaba günahlarım affedildi mi?” diye tereddüt geçirse büyük günah işlemiş sayılır. Bunun sadece iki istisnası vardır: Kul hakkı ve kaza namazı.
Fudayl b. İyaz rh.a şöyle der: “Biz kimi insanlar gördük ki onlar, yaptıkları ameller ile riya yapıyorlardı, şimdi ise öyle insanlar var ki yapmadıkları ameller ile riyakârlık yapıyorlar.”
Fitne ve fesada sebep olmak, insanlara iftira atmak, haklarında gıybet etmek büyük zulümdür.
Sen nefsini Hak ile meşgul etmezsen, nefsin seni batıl ile meşgul eder.
Ebû Osman şöyle demiş: “Kul için güzel edepten daha iyi bir mertebe görmedim. Zira aklın hayatı edeptir. Kul edep ile iki âlemde yüksek hallere, yüce derecelere ulaşır.
Doymak için değil, hayatınızı idame ettirebilmek için yiyin.
Cezaların şahıslara göre farklı farklı uygulandığı devletlerde hukuk ve adaletten hiç bir şekilde söz edilemez.
Nasreddin Hoca, bahçesindeki incirleri satmak için pazara gider o sırada bir kadın veresiye verirse alacağını söyler. Hoca kabul eder, bir tane inciri de kadına uzatır. Kadın almak istemez. Altı sene önce tutamadığı bir günlük orucun borcunu ödediğini, oruçlu olduğunu söyler. Hoca satmaktan vazgeçer ve şöyle der: “Öyleyse hanım sana incir veremem. Allah’ın alacağını altı senede ödeyen kişi kulun alacağını kim bilir ne zaman verir!”
Bir akıl iyidir, ama iki akıl daha iyidir. Öyleyse istişareyi hiç terk etmeyelim.
Bayezid Bistami k.s hazretlerine bir kimse gelerek kendisine öğüt vermesini istedi ve:
“Bana yüce Rabbimize yaklaştıran bir amel söyler misiniz? Onu yaparak Allah’a yaklaşayım, rızasını kazanayım” dedi.
Bayezid hazretleri de şu tavsiyede bulundu:
“Allah’ın sevgili kullarını, evliyaları sev, onlar da seni sevsinler. Zira yüce Rabbimiz onların kalplerine nazar eder. Umulur ki Hak Teâlâ, onlardan birinin kalbinde senin ismini görüp seni bağışlar.”

14 Ekim 2016 Cuma

İhtiyacın olsa bile, başkasına vermek anlamında bir ayet var mı?

Peygambere inen bir ayetin sebebi?
Peygamber efendimiz karşısındaki istediği için elinde kalan son şeyi vermiş. Bunun üzerine ayet inmiş. Ayette kendi ihtiyacın varsa bile başkasına fedakarlık veya yardım etmek manasında bir ayet. Böyle bir şey var mı?
Bir kimsenin elinde olan her şeyi vermesi doğru mu?

Hurileri kıskanma imtihanına tutuldum?

Bir kadın kocasının cennette hurilerle evlenmesini kıskanamaz mı?
Bu kıskançlığı nasıl yenebilirim?

Değerli kardeşimiz,
Bir kadının kocasını kıskanması son derece normaldir ve olması gereken de budur zaten.
Ancak cennet hayatı, dünya hayatına benzemez. Cenneti tam anlayamadığımız için bazı sorular aklımıza gelebilir.

Allah, insanlara olmayan bir olayı olmuş gibi gösterir mi?

Bir Hıristiyan ile tartışıyorum. Bu Hıristiyan şöyle diyor:
“Eğer Allah çarmıha gerilmeyi insanlara öyle gösterdi ise, bu da insanların Hz İsa'yı ilah edinmelerine sebep oldu ise, bu kadar insanın şirke girmelerinin sebebi - veya aslında olmayan bir olaya inanıp Kuran'da yazana karşı çıkmalarının sebebi- Allah değil mi”' manalarında bir soru sordu. Nasıl cevap verebilirim?

Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir, sözü hadis mi?

"Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir." şeklinde kaynağı Tirmizi olarak gösterilen ve sosyal medyada yayılıp paylaşılan bu söz sahih mi, zayıf mı, uydurma mı?


10 Ekim 2016 Pazartesi

Aşure günü, aşure orucu ve aşure tatlısı hakkında bilgi verir misiniz? Aşure günü yas tutmanın bir sakıncası var mıdır?

Arapçada “aşere” on"âşir" onuncu demektir. Halkımız onuncu gün mânasına gelen “âşir”i, aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe aşure günü ismi vermiş, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir.
Aşure gününün içinde bulunduğu ayın adı Muharrem'dir. Bu ay hicri takvimin başı olmakla önem kazanmıştır. Bunun yanında, bazı tarihî olaylara mazhar olmakla da ayrı bir özellik kazanmıştır. Dört haram/muhtereme aylardan biri olarak da eskiden beri bir ayrıcalığa sahiptir. Hz. Aişe’nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (asv)'in Ramazan'dan sonra en çok oruç tuttuğu bir ay olarak da bilinir.

6 Ekim 2016 Perşembe

Abdest organlarını bir defa yıkamak yeterli olur mu?

Soru Detayı

Kütüb-i  Sitte'de abdest ile ilgili hadislerde sayı farklılıkları var. 1 kere yıkardı 2 kere yıkardı 3 kere yıkardı gibi.
Bunun bir açıklaması var mı?
Abdest organlarını bir defa yıkamak yeterli olur mu?

Dünya Ticaretinin Ahiret Boyutu

“Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar; ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelaline dönecekler ve Mevlâ-yı Kerim`lerine kavuşacaklar.”(Mektubat)
Bir ayet-i kerimede şöyle buyruluyor:
 “Muhakkak, Allah müminlerden nefislerini ve mallarını cennet karşılığında satın aldı.” (Tevbe, 9/111)
Buna göre dünya bir yönüyle ticaret yeridir.
Bütün mülk Allah’ındır. İnsan nevi bu mülkte emaneten tasarruf etmektedir.
Öte yandan, Allah Resulü (asm.)  
“Dünya ahiretin tarlasıdır.”
buyururlar. Bu tarlanın mahsulleri, öte âlemde, cennet yahut cehennem olarak tezahür edeceklerdir.
İnsana cüz’i irade verildiği için, dünya tarlasına dilediği şeyleri ekip biçmekte serbest bırakılmış. Keza,  nefsini ve malını Allah’a satıp satmamakta da serbest bırakılmış.  

Beşikteyken veya bebekken konuşan çocukların sayısı kaçtır ve kimlerdir?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Beşikteki çocuk mucize veya keramet olarak konuşabilir.
Ebu Hureyre’nin hadisini Buharî de rivayet etmiştir. (Buhari, Enbiya, 48)
Alimler, bu sayılar hakkında değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Kurtubî, “Bu sayı sınırlama ifadesinin doğru olmadığı” görüşündedir. İmam Nevevî, “bu çocuklardan beşikte iken konuşanlar” olarak düşünüyor. Ona göre, geriye kalanlar beşikte değil, ama yine de çocuk olarak konuşmuşlardır.
İbn Hacer, farklı kaynaklarda geçen değişik rivayetlerin toplamından küçükken konuşanların sayısını 7’ye kadar çıkartıyor. Bunlar:

Sema bir dalgadır,.. hadisini açıklar mısınız?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Arapça metni “E’r-rakiu(e’s-semau) mevcun mekfuf.”(Ahmed b. Hanbel,2/370; Tirmizî, tefsir, 58) şeklinde geçen söz konusu hadisi, Bediüzzaman Said Nursi, “Sema, dalgaları karardade olmuş bir deniz.” yani gökyüzü sakinleşmiş, suyu aşağıya dökülmez şekilde karar kılmış, durgunlaşmış bir deniz, olarak tercüme etmiştir.(bk. Lemalar/12. Lema).

5 Ekim 2016 Çarşamba

Cennette kadınların durumu hakkında bilgi verir misiniz? Kadınlara da huri gibi erkek verilecek mi, birden fazla erkekle evlenebilecek mi?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Fani hayatın sona ermesinden sonra ebedî bir saadet başlayacak. Orada Allah'ın rahmeti, lütuf ve ihsanı bütün haşmetiyle tecelli edecektir. İşte bu ebedî saadetin ve sonsuz nimet ve güzelliklerin merkezi cennettir. Cennet hem mü'min erkeklerin, hem de mü'min kadınların nimetler içinde yüzdüğü bir mekândır. Yani cennetin nimetlerinden erkekler kadar kadınlar da istifade edecek, bütün nimet ve ihsanlar her iki cinse de verilecektir.
Cennet ve cennetlikler en güzel ve tatlı bir şekilde Kur’ân'da anlatılır. Çoğu yerde mü'min erkeklerle birlikte, mü'min kadınlar da zikredilir. Meselâ, Tevbe Sûresinin 72.âyetinin meali şöyledir:

Adn cenneti ile Firdevs cenneti arasındaki fark nedir? Adn cennetine kimler girer, Firdevs cennetine kimler?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Hangi cennete hangi şahısların ve şahsiyetlerin gireceğini söyleyecek durumda değiliz. Bunu ancak Allah bilir.

Kur’an’da yaklaşık 170 defa tekil veya çoğul olarak cennetten söz edildiği halde,Firdevs cennetinden iki defa, Adn cennetinden ise on bir defa bahsedilmiştir. Bu da gösteriyor ki, Kur’an’da mükâfat yeri olarak nazara verilen “sekiz adet” cennettir. Bunların hepsi de çok güzeldir.

Ahirette, cennette cinsel hayat var mıdır?

Soru Detayı

- Cennette mahremiyet nasıl olacak?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Kuşkusuz, cennette her lezzetin yanında cinsî ilişki de vardır. Kur’an’da kişilerin eşlerinden ve ayrıca hurilerden bahseden ayetler, dolayısıyla bu tür ilişkiden de söz etmiş oluyor.
Arap edebiyatında 40, 70 gibi sayılar, daha çok, bir şeyde fazlalığı ifade eder, çokluktan kinayedir. Hadiste, cinsi münasebetin dünyadakinden daha lezzetli olduğunun ifade edilmesi için, onun önemli bir unsuru olan cinsel güçle açıklanmıştır.
Abdullah b. Abbas, “Cennetin hiçbir nimeti dünyanınkine benzemez, yalnız bir isim benzerliği vardır.” şeklindeki ifadesi, cennetteki evlilik nimeti için de geçerlidir. Sonsuz bir hayatta, sırf dostlar için hazırlanmış bir mutluluk diyarındaki lezzetlerin derecesi, her türlü tanımlamanın üstünde ve ötesindedir. Oradaki güzellikler -hadiste ifade edildiği üzere

Cennet hayatının özellikleri nelerdir? Cennet de olsa, sonsuz hayat sıkıcı olmaz mı?

Soru Detayı

- Dünya hayatının insana verebilecekleri belli, herkesin tekdüze rutin bir hayatı var, herkesin kendine göre bir koşturmacası var; bir yerden sonra herkesin hayatı rutin oluyor. Ne kadar zengin de olsa yapabileceklerin belli, hepsini yapıyorsun ve başa dönüyorsun.
- Dünyanın gayesi kulluktur. Kulluğunu tam yapan ve cennete giden biri, cennetteki hayatta da kısır döngüye girmez mi, bir yerden sonra o hayattan sıkılmaz mı, şimdiki gibi "Her gün aynı şeyler!.." demez mi?..

Cennetin gittikçe daha güzel bir yer haline gelecek olmasının hikmeti nedir?

Soru Detayı

- Herkese ibadetlerinin karşılığı tastamam ödendiğine göre, cennet nimetleri neden artarak devam eder?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor. Peygamber Efendimiz (a.s.m) şöyle buyurdu:

Müslümanların karşı cinsten (kızla / erkekle) yabancı bir insanla chatleşmesi, normal konularda forum sitelerinde, internette konuşması caiz midir?

Soru Detayı

Bilgisayar, telefon ile sanal ortamda çet yapmak / çetleşmek caiz midir?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Bir Müslümanın başka Müslüman kardeşleriyle ister karşılıklı isterse sanal ortamda olsun konuşup dertleşmesi güzel bir şeydir. Ancak bu aynı cins olanlar içindir. Bir erkeğin bir kadınla konuşması ise bazı yönlerden dikkat etmeyi gerektirir.

Fal bakmanın ve baktırmanın hükmünü hadislerle açıklar mısınız?

Cevap
Değerli kardeşimiz,
Dinimizin kesinlikle yasakladığı falcılık, bir çeşit gaybdan haber vermedir. Halbuki, Kur'an-ı Kerîm; gaybı, Allah'tan başka hiçbir kimsenin bilemiyeceğini, peygamberlerle melekler dahi, kendilerine vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açıkça bildirmektedir:

Namaz kılarken istemeden de olsa aklıma sürekli bir şeyler geliyor, bir şeyleri düşünüyorum; bu durum namazımı bozar mı?

Soru Detayı

Namazda bir şeyler düşünmek namazı bozarsa ne yapmam gerekiyor?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda vesvese yapmanız doğru olmaz. Bu şekilde kıldığınız namazlarınız geçerlidir.
Etrafımıza şöyle bir göz atalım; dağlar, taşlar, bitkiler, hayvanlar, ay, güneş ve yıldızlar hayalimizden sıra ile geçsinler. Bunların hepsi maddî varlıklar, ama birbirlerinden ne kadar farklılık gösteriyorlar?!.
Bir de göremediğimiz, ışınlar âlemini, yer çekimini, güneşin cazibesini düşünelim. Bunların da yine birbirinden çok farklı şeyler olacaklarını dikkate alalım.

Kabir ziyaretinin faydaları nelerdir? Ölüler kabrine gelenleri görür mü?

Kabir Ziyaretinin Faydaları 
a) İnsana ölümü ve ahireti hatırlatır ve ahireti için ibret almayı sağlar (Müslim, Cenâiz, 108; Tirmizî, Cenâiz, 59; İbn Mâce, Cenâiz, 47-48; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/145).
b) İnsanı zühd ve takvaya yöneltir. Aşırı dünya hırsını ve haram işlemeyi engeller. Kişiyi iyilik yapmaya yöneltir (İbn Mâce, Cenâiz, 47). 
c) Salih kişilerin kabirlerini, özellikle Hz. Peygamber (asm)'in kabrini ziyaret, ruhlara ferahlık sağlar ve yüce duyguların oluşmasına yardım eder. Hz. Peygamber'in ve Allah'ın veli kullarının kabirlerini ziyaret için yolculuğa çıkmak menduptur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

Anne karnında ölen çocuğun ahiretteki durumu nedir?

Değerli kardeşimiz,
Çocuk anne karnında kırk veya kırk iki günlükken ruh üflendiğine dair hadisler bulunmaktadır. Bu bakımdan iki aylık bir çocuk, eğer ruh üflendikten sonra anne karnında ölmüş ise, ahirette cennette olacağı ve yine ahirette anne babasına şefaatcı olacağı kanaatindeyiz.
Ölen insanların ruhlarına Kur'an-ı Kerim'in sevabı hediye edilebilir. Bu bakımdan bu çocuğunuzun ruhuna da hediye edebilirsiniz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Mizah ve Şakalaşma ile ilgili Hadisi Şerifler

MİZAH VE ŞAKALAŞMA
5359 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "(Ashabtan bir kısmı): "Ey Allah'ın Resûlü! Sen bize şaka yapıyorsun!" demişlerdi.
"Şurası muhakkak ki (şaka da bile olsa) ben sadece hakkı söylerim!" buyurdular."
Tirmizî, Birr 57, (1991).

Nefs ile ilgili Hadisi Şerifler

NEFSİN AFETLERİ
5836 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular:
"Üç kişi vardır ki, Allah Kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azab vardır:
- Sahrada, fazla suyu bulunduğu halde ondan yolcuya vermeyen kimse. Kıyamet günü Allah onun karşısına çıkıp: "Bugün ben de senden fzlımı (lütfumu) esirgiyorum, tıpkı senin (dünyada iken) kendi elinin eseri olmayan şeyin fazlasını esirgediğin gibi" der.
- İkindi vaktinden sonra, bir mal satıp müşterisine Allah Teâlâ'nın adını zikrederek bunu şu şu fiyatla almıştım diye yalandan yemin ederek, muhatabını inandıran ve bu suretle malını satan kimse.
- Sırf dünyevi bir menfaat için bir imama biat eden kimse; öyle ki, dünyalıktan istediklerini verirse biatında sadıktır, vermezse sadık değildir."

Lanetleşme ile ilgili Hadisi Şerifler

LİAN'IN AHKAMI
5278 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Allah Teala hazretlerinin (Tebük seferinden geri kalmaları sebebiyle) tevbelerini kabul edip affettiği üç kişiden biri olan Hilâl İbnu Ümeyye radıyallahu anh geldi. (Anlattığına göre) tarlasından evine yatsı vaktinde dönmüştü. Hanımının yanında bir adam buldu. Manzarayı gözleriyle görmüş, kulaklarıyla işitmişti. Sabah oluncaya kadar adamı ürkütüp telaşlandırmadı. Sabah olunca doğru Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına gitti.
"Ey Allah'ın Resûlü dedi, ben aileme geceleyin dönmüştüm, yanlarında bir adam buldum. Üstelik gözlerimle gördüm, kulaklarımla işittim."

Mescid ve Camiler ile ilgili hadisi şerifler

MESCİD İNŞA ETMENİN FAZİLETİ
5468 - Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim: Allah'ın rızasını talep ederek bir rnescid inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder."
Bir diğer rivayette: ".. Allah, onun için, cennette bir mislini inşa eder" buyrulmuştur.
Buhâri, Salât 65; Müslim, Mesâcid 25, (533); Tirmizî, Salât 237, (318).

Libas (elbise) ile ilgili Hadisi Şerifler

SARIKLAR
5196 - Muhammed İbnu Rükâne, babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bizimle müşrikler arasındaki fark, kalansuveler üzerindeki sarıklardır."
Ebu Dâvud, Libas 24, (4078); Tirmizi, Libâs 47, (1785).
5197 - Ebu'l-Müleyh babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Sarık sarın da hilminiz ziyadeleşsin!" buyurdular." Ravi devamla der ki: "Hz. Ali radıyallahu anh da: "Sarıklar Arapların taçlarıdır" buyurdular.
Hadis, Teysîr'de Ebu Dâvud'a nisbet edilmiş ise de, onda mevcut değildir. Camiu's-Sağîr'de mevcuttur (1, 555).

Lanetleme ve sövme ile ilgili Hadisi Şerifler

5308 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır."
Tirmizî, Birr 48, (1978).
5309 - Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Lâneti çok yapanlar Kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar."
Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Dâvud, Edeb 53, (4907).
5310 - Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

3 Ekim 2016 Pazartesi

Çıplak olarak gusül etmek caiz mi? Banyo yapılan yere küçük abdest bozmak caiz midir?..

Soru Detayı

Banyoda örtünmek, çıplak olarak yıkanmak ve banyo adabı hakkında bilgi verir misiniz?

Değerli kardeşimiz,
Kapalı bir yerde, tek başına üstünde bir şey yokken yıkanmak caizdir; yani haram değildir. Ancak edeb olarak ön ve arka avret yerleri örtmek daha güzeldir. Çıplak olarak alınan abdest geçerlidir.

BANYO ADABI

"Deccal" ve "Süfyan" hakkında bilgi verir misiniz ?

Değerli kardeşimiz,
Âhir zamanla alakalı rivayetlerde geçen önemli şahıslar: Deccal, Mehdî ve Hz. İsa... Birincisi din, îman, ahlâk, fazilet ve insanlık namına ne varsa tahrip eden, istibdat, zulüm ve terör estiren, diğerleri de ona karşı çetin bir mücadele veren üç insan... İşte Deccalın icraatını ortaya döktüğü böyle korkunç bir dönemde Mehdî ve İsa (a.s.) iştiyakla beklenmeye başlar. Bu mânevî kurtarıcılar inançsızlığa büyük darbeler indirerek inananlar için en büyük dayanak; güç, moral ve ümit kaynağı olurlar.
Resûl-ü Ekrem (a.s.m.) hem Büyük Deccal, hem de İslâm Deccalı Süfyan'dan bahsetmiştir. Halbuki bunların özellikleri, sıfatları ayrı ayrıdır. Rivayetlerde bir sınırlama olmadığı, mutlak bırakıldığı için birkısım râvî ve âlimler birini diğerine karıştırmış, birini öteki zannetmişlerdir. Bu bakımdan müteşabih hadis hükmüne geçmektedir.

Deccal, Mehdî ve İsâ Aleyhisselâmı herkes tanıyabilecek midir?

Değerli kardeşimiz,
Hayır. Eğer İsa Aleyhisselâm, Mehdî ve Deccal güneş gibi ap açık bilinecek derecede gelselerdi, akıl ve iradeyi kullanma imkânı kalmaz, herkes mecburen inanır, Ebû Bekirlerle Ebû Cehillerin farkı kalmazdı.
Gerçekten rivayetlerde anlatıldığı gibi, minare boyunda, alnında kâfir yazılı, bağırdığında bütün dünya işitecek derecede gür sesli, iki kulağı arası otuz metreyi bulan bir eşeğe binen bir Deccal gelecek olsa, herkes ister istemez onu tanır, bu da imtihan sırrına ters düşerdi.

Deccal ne gibi icraatlar yapacaktır ? En büyük destekçisi kim veya kimler olacaktır ?

Değerli kardeşimiz,
Deccal farklı bir insandır, dikkat çekici icraatlara sahiptir. Onu iyi tanıyabilmek için icraatını bilmek gerekir. Bunların en önemlilerini belirtelim.

a. Tanrılık dâvâsında bulunması

Bilindiği gibi tarihte Nemrut, Firavun gibi ellerindeki güç ve kuvvete dayanıp ilahlık dâvâsında bulunan bir kısım kimselere rastlanmıştır. Deccal da aynı kafiledendir. Fatiha'da zikredilen dâllîn, yani yolunu sapıtmışlar gürûhundan.

Deccal ne zaman çıkacak?

Değerli kardeşimiz,
Bu soruya daha net bir cevap verebilmek için Deccalın çıkacağı atmosferi bilmekte fayda vardır. Bu bilinirse onun ne zaman çıkacağını anlamak kolaylaşır.

Bilindiği gibi, çöplükler, bataklıklar haşerâtın menbaıdırlar. Deccal da çıkmak için kendine manevî bir bataklık bulacaktkır.

Mikropların zayıf bünyede at oynattığı gibi Deccal da zayıf bir mânevî atmosferi kollar, ortaya çıkar ve faaliyetini sürdürür. 

Bir hadis-i şerifte bu gerçeğe şöyle dikkat çekilir: 

Deccal kimdir, yeryüzüne gelişi nasıl olacaktır? Ondan korunmamız için ne yapmamız gerekir?

Değerli kardeşimiz,
Ahir zamanla alakalı rivayetlerde geçen önemli şahıslar: Deccal, Mehdî ve Hz. İsa... Birincisi din, îman, ahlâk, fazilet ve insanlık namına ne varsa tahrip eden, istibdat, zulüm ve terör estiren, diğerleri de ona karşı çetin bir mücadele veren üç insan... İşte Deccalın icraatını ortaya döktüğü böyle korkunç bir dönemde Mehdî ve İsa (a.s.) iştiyakla beklenmeye başlar. Bu mânevî kurtarıcılar inançsızlığa büyük darbeler indirerek inananlar için en büyük dayanak; güç, moral ve ümit kaynağı olurlar.

Resûl-ü Ekrem (a.s.m.) hem Büyük Deccal, hem de İslâm Deccalı Süfyan'dan bahsetmiştir. Halbuki bunların özellikleri, sıfatları ayrı ayrıdır. Rivayetlerde bir sınırlama olmadığı, mutlak bırakıldığı için birkısım râvî ve âlimler birini diğerine karıştırmış, birini öteki zannetmişlerdir. Bu bakımdan müteşabih hadis hükmüne geçmektedir. 

Mehdî geldiğinde dünyanın durumunun nasıl olacağı hakkında bilgi verir misiniz ?

Değerli kardeşimiz,
İnsanlık tarih boyunca birçok fitnelere maruz kalmış; Firavunları, Nemrudları, Şeddadları görmüştür. Fakat bunların hiçbiri dehşet yönünden “âhirzaman fitnesi” ayarında olamamıştır.

Çünkü bu fitne, hepsine taş çıkartacak derecede korkunç bir fitnedir.

Mehdi'nin Özellikleri Nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

a. Ehl-i Beyt'ten Olması

Hadis-i Şeriflerden Hz. Mehdî'nin Âl-i Beytten olacağını öğreniyoruz. Bu husus birçok hadis-i şerifte açıkça belirtilmiştir.
Hz. Ali, bir gün Resûl-ü Ekreme (a.s.m.) sorar:
“Ya Resûlallah! Mehdî bizden mi? Bizim dışımızdan mı?” Efendimiz (a.s.m.) buyururlar ki:
“Bilakis bizdendir. Allah bu dini bizimle sona erdirdiği gibi bizimle açacaktır. Şirkten bizimle kurtulacaklar. Allah yine bizim sayemizde kalblerini apaçık bir düşmanlıktan sonra telif edecek.”1

Hz. Mehdî Neler Yapacak?

Değerli kardeşimiz,
Bir hadis-i şeriflerinden Allah Resûlü,
“Başında benim bulunduğum, sonunda İsa bin Meryem'in, ortasında (sondan önce) Mehdî'nin bulunacağı bir ümmet helâk olmaz.”1 buyururlar.
Çünkü, tarih şahittir ki, başında kendisinin bulunduğu ümmet helâk olmamıştır. Sonda Hz. İsa’nın ve sondan önce pâk neslinden Hz. Mehdînin bulunduğu ümmet de helâk olmayacaktır.

Hz. İsa, kıyamet kopmadan önce tekrar yeryüzüne inecek mi?

Değerli kardeşimiz,
Bir mu’cize eseri, babasız olarak Hz. Meryem’den yaratılan Hz. İsâ, dört büyük peygamberden biridir. Otuz yaşına geldiğinde kendisine peygamberlik verilmiş, üç sene sonra da Yahudîlerin sûikastlarına maruz bırakılmadan Allah tarafından gökyüzüne çıkarılmıştır. Mesih ünvanıyla da anılır. Meshederek hastalıkları iyileştirdiği, Hz. Zekeriya kendisini meshettiği, yeryüzünü meshedeceği, yani katedeceği gibi hususlar yüzünden bu ünvanın verildiği belirtilir. Rivayetlere göre Hz. İsa, âhirzamanda tekrar yeryüzüne inecek ve ümmet-i Muhammed’den olacaktır.

Hz. İsa’nın çarmıha gerilme iddiâsı